Muay Thai Boxing nedir ?

‘Muay Thai Boxing’ her ne kadar saldırı içerikli bir dövüş tekniği ile süslenmiş dahi olsa sadece savunma gereği olarak kabul edilen diğer dövüş sanatları arasında aslında çok daha derin anlamlar ve amaçlar içeren bir dövüş stilidir.

Psikofizik dengeyi sağlamak, vücut potansiyelini idrak etmek, saldırganlığı bastırmak ve özgüven kazanmak gibi bir kaç psikolojik faydasından bahsedebilriiz. Gündelik hayatımızda bilinen sporlarla formumuzu korumaya çalışıyoruz, oysa ki kötü bir şöhrete sahip dövüş sanatlarını tanıyanlar, fiziksel ve psikolojik açıdan sağlıklı olmak için başka bir şeye gereksinim duymamaktadırlar.

‘Muay Thai Boxing’ ilk anda insanın kulağına tüyler ürpertici bir kavrammış gibi gelebilir. Gerçek şu ki özünde zarar vermekle ve saldırganlıkla ilgisi olmayan ama uygulama anlamında maksimum tahribatı yaratmak üzerine kurulmuş tekniklere sahip olan bir dövüş yöntemi olduğu aşikardır. Bunun da ötesinde asıl sırrı, insanın psiko-fiziksel anlamda üst düzey bir performans ve direnç kazanmasına ve kendi vücut potansiyelini maksimum anlamda tanımasına ve hatta esneklik anlamında da tüm vücudun günlük hayatta çalışan kaslarını gevşetmesine büyük fayda sağlaması ile de günümüz spor dalları arasında şiddetle ön plana çıkan bir spor dalıdır.

Özetle ‘Muay Thai Boxing’ saldırganlığı bastırmanın ve özgüveni elde etmenin yanı sıra, günün stresinden uzaklaşmak adına negatif enerjinin en kısa yoldan bedenden atılması için amatör anlamda en etkili uygulamalardan birisidir.

Cem Bostancı

Thai Stretching nedir ?

Thai Stretching’  günümüz şartlarında  yoğun tempolu iş hayatımız sonucunda üzerimizde biriken negatif enerjiyi atmak ve kaslarımızı esnetmek amacıyla yapılmaktadır. Thai Stretching yaparken Thai Boxing antrenmanlarında sporcuların müsabakaya hazırlanırken kullandıkları esneme ve germe hareketlerinden faydalanırız. Özellikle bacak açma ve kasık bölgesindeki kaslarımızı açma germe şeklinde uygulayarak  tüm vücudumuzdaki kaslara baskı uygulamak kaydıyle rahatlama sağlarız. Bu tip bir antrenman sonrasında fitness veya benzeri salon sporlarının kaslarımız üzerinde yaratmış olduğu gerginlik ve kasılmaları minimum düzeye indirgemiş oluruz.

Cem Bostancı

Çocuklar ve Dövüş Sporları

Sportif faaliyetler denince akla genelde bireysel sporlar yerine takım sporları gelir. Bu konuda tartışılmaz bir gerçek vardır ki çocuklardaki takım ruhu anlayışı gelişir ve ortak paylaşımlar doğrultusunda sonuca gidebilmek öğretilir.  Takım sporları her yaşta yapılabilecek olduğu gibi toplu faaliyet anlamında paylaşımın ve sınırlı sorumluluğun gerektiği spor faaliyetleridir.

Bireysel spor faaliyetlerinde ise başarı kişinin yalnızca ve yalnızca kendi zekası, performansı ve bedensel kabiliyeti ile doğru orantılıdır. Yüksek sorumluluk bilincinin gelişmesinin yanısıra, kişinin özgüven sahibi olması ve doğru zamanda doğru karar verebilme yeteneğini hayatın zorluklarına adapte edebilmeyi en iyi öğreten aktivitedir.

‘Muay Thai Boxing’ bireysel bir sportif aktivitesi olmasının yanısıra bir dövüş stilidir. Hem bireysel olması hem de dövüş stili olması özelliği bu spor faaliyetiyle uğraşan çocukların gelişiminde ve topluma doğru insanlar kazandırılmasında tartışmasız etkilidir. Zamanlama yaparken doğru zamanda doğru  karar vermeyi akılcı yöntemlerle birleştirip bir ezber haline getirmekte üstün bir öğretidir. Özünün gerektirdiği dayanıklılık ve mücadele ruhu gereksinimi ise hayatın her safhasında karşılaşılacak olan zorluklara karşı tam bir beden eğitimi vazifesi görür.

Biz çocuklarımıza ‘Muay Thai Boxing’ öğretirken ilk olarak işe rakibine saygı duymasını öğretmekle başlarız. Daha sonra korkuyla mücadele etmeyi öğretiriz. Bunun ardından ise çok çalışmanın gereksinimini karşılaşılan zorluklarda ne kadar faydalı olduğunu öğretmekle işe devam ederiz. Bütün bu öğretilerin yanında çocuklarımıza herşeyden önemlisi saygıyı sevgiyi ve yüksek özgüveni kazandırırız.

Şimdi içinizden şöyle diyebilirsiniz; ”Ama nasıl ? ” bir dövüşçü düşünün, zafere ulaşmak için öncelikle çok çalışmalıdır. Sonra rakibine saygı duymalıdır ki onu küçümseyerek hafife almasın ve gerçek gücünü ortaya koyabilsin. Bir dövüşçü rakibini sevmelidir ki ona karşı haksız bir zafer elde etmesin ve kurallara riayet etmesini bilsin. Karşılaştığı rakibinden korkmalıdır ve korkusunu içinde nasıl yönetmesi gerektiğini bilmelidir ki zafere ulaşsın. Tüm bu süreçlerden geçtikten sonra rakibiyle karşı karşıyadır. Gün gelmiştir. Artık o güne kadar ortaya koyduğu emeklerinin karşılığını hakettiği kadarıyla alma vaktidir. Mücadele başlar ve sonunda bir tek kazanan olur. Galip gelen taraf emeklerinin karşılığını alır, yenilen taraf ise gene rakibine saygı ve sevgi duyar, onun zaferini kutlar. Daha çok çalışması gerektiğini anlar ve hayatına devam eder. Bu mücadele hiç bitmez…

Şimdi düşünün gerçek hayat da bir mücadele ve dövüşten ibaret  değil mi ?

Cem Bostancı

Muay Thai Boxing ‘guard duruşu’ nasıl olmalıdır ?

Her dövüş stilinin rakibini karşılamak adına bir duruş şekli vardır. Bu duruşa verilen ad ‘guard duruşu’ dur. Thai Boxing guard duruşu geleneksel anlamdaki duruşları saymazsak olması gereken tek bir şekildedir.

Bunu kelimelere dökmek her ne kadar zor da olsa ksıaca şöyle anlatabiliriz;  öncelikle ayaklar omuz boyunda açık vaziyette hangi elimizi kullanıyorsak o ayağımızı yarım adım düz bir şekilde geriye alırız. İki ayak arasında omuz boyunda ayaklar açıkken ne kadar mesafe varsa gene aynı ölçüye yakın bir mesafe bulunmalıdır. Bu duruş esnasında ağırlık merkezimizi tam ortada tutmaya çalışarak vücut ağırlığımızı ayak parmak uçlarımıza yükleriz. Topuklarımızın üzerine basmadan dizlerimizi hafif kırar, bacak kaslarımıza ağırlığımızı bindirip, vücudu esnek bir şekilde taşıyarak dik bir duruş sergileriz. Thai Boxing guard duruşunda sağ yumruğumuz sağ elmacık kemiğimize yakın sol yumruğumuz ise sol kaşımızın hizasında sağ yumruğa göre biraz daha önde ve her iki dirseğimiz de birbirine paralel ve aşağıyı gösterecek şekilde durur. Vücut dik, çenemiz ise hafif aşağıya bakar ve kendini saklayacak şekilde durur.

Rakibin karşısında küçülmek yerine tam tersine büyüyerek durmak en doğru ve en güçlü duruştur. Her dövüşçü tecrübe kazandıkça kendi tarzını oluşturur. Bir dövüşçünün kendi stilini oluşturabilmesi için yeteri kadar çalışması gereklidir. Bu çalışma normal antrenmanların haricinde ‘sparring’ dediğimiz serbest ve kontrollü dövüş şeklinde olmalıdır.

Cem Bostancı

Çok fitim, fit olmak istiyorum, fit olmak nedir ?

Fit olmak = fitness = fiziksel uygunluk = sağlıklı olmak

Fit İngilizce bir kelimedir ve uygun olmak anlamındadır. Günlük işlerimizi canlı, uyanık, yorgunluk duymaksızın, boş zamanlarımızı neşeli uğraşlarla geçirebilecek gerekli enerjiye sahip olmak ve beklenmeyen durumlara karşı vücudumuzun yeterli olmasıdır. Yani kaçan bir belediye otobüsünün peşinden koşup otobüse yetiştiğinizde veya 6-7 kat merdiven çıktığınızda hala nefes nefese kalmadan konuşabiliyorsanız, yoğun geçen bir günün ardından eve geldiğinizde ailenize ayıracak enerjiniz kaldıysa evet siz fit birisisiniz. Fit olmak çoğunlukla toplumumuzda estetik açıdan ideal vücut ölçülerine sahip olmak anlamında kullanılır. İdeal ölçülere sahip olmak sadece fit (fiziksel uygunluğun) olma unsurlarından biridir. Çoğu kişi sağlıklı olmak için değil tamamen estetik amaçlı zayıflamaya çalışmakta ve vücudunu yıpratmaktadır. Sağlık için spor yaparken yaptığımız aktiviteler günlük yaşamdaki aktiviteleri destekleyici olmalıdır.
Bir kişinin sağlıklı ve fitim diyebilmesi için aşağıdaki özelliklere sahip olması gerekir.

  • Kalp-damarsal dayanıklılık
  • Kuvvet ve kassal dayanıklılık
  • Esneklik
  • İdeal vücut kompozisyonu (ölçüleri)
  • Ayrıca kan değerlerinin normal değerlerde olması, sağlıklı beslenme, ağırlık kontrolü, sigara, stres, düzenli uyku ve düzgün postür sağlık için şarttır.

Bunlara sahip olmak için:

  • Kalp sağlığı ve kilo kontrolü için 18-65 yaş arası herkesin haftada 3-5 gün, orta yoğunlukta, minumum 30 dk aerobik egzersiz yapması önerilmektedir. Aerobik egzersizler vücudumuzu hemen yormayan, oksijenin ve de yağın enerji kullanıldığı yürüyüş, koşu gibi aktivitelerdir. Egzersizin şiddeti arttırıldığı takdirde, süre düşürülebilir, örneğin haftada 3 kez ve 20 dk yapılabilinir.
  • Eklemlerimiz, kemiklerimiz ve kaslarımız için kaslarımıza yönelik kuvvetlendirme ve dayanıklılığını arttıracak ağırlık veya lastiklerle egzersizler yapabilirsiniz. Haftada 3-4 kez kol, bacak ve gövde kaslarını 10-20 tekrar arası hareketler yaptırabilirsiniz.
  • Ağrılardan korunmak ve hareketlerimizi rahatlatmak için ise kaslarınıza ve eklemlerinize yönelik germe egzersizleri yapabilirsiniz.
  • Omurga sağlığınız için günlük hayatta duruşumuza dikkat edip omurga için gerekli stabilizasyon (kuvvet-dayanıklılık) çalışmaları yapabilirsiniz.

Yani fit olmak için düzenli ve doğru egzersiz yapmalısınız. Yürüyüş sonrası bir egzersiz lastiğiyle kaslarınıza kuvvetlendirip basit germe egzersizleri yapabilir veya pilatesle omurganızı kuvvetlendirip, esnekliğinizi ve kuvvetinizi arttırabilirsiniz.
Bu uyarılara dikkat!

  • 45 yaş üzeri bir erkekseniz
  • 55 yaş üzeri ve/veya menopoz sonrası bir bayansanız
  • Sigara içiyorsanız veya son 6 ayda bıraktıysanız
  • Yüksek tansiyonunuz varsa (140-90 mmHg üzeri ve tansiyon ilacı kullanıyorsanız)
  • Kötü kolesterolünüz 200 ün üzerinde, iyi kolesterolünüz 40 ın altında ise
  • Anne-baba-kardeşlerinden birinde geçirilmiş kalp rahatsızlığı varsa
  • Fiziksel açıdan hareketsiz bir yaşantıya sahipseniz
  • Şeker hastasıysanız, şişmansanız
  • Aktivite sonrası ağrı ve nefes darlığı hissediyorsanız ilgili uzman doktora göründükten sonra egzersize başlayınız.*

*Amerikan Kalp Derneği ve Spor Tıbbı Derneğinin parametreleridir.

***Kaynak : http://fizyoterapi.tv/fit-bir-vucuda-sahip-olmak-nedir/